30 Kasım 2011

İlk Saç Traşı


Doğduğundan beri baya baya kel olan oğlumun saçları uzamaya başladı nihayet. Birkaç aydır arada uyurken biz kesiyorduk uçlarından. Baktık iyice dağınık hale geldi, babasının berberine götürdük geçen hafta. Yolda uyuya kaldı, böylece çok rahat bir traş oldu. Babasının kucağında epey evirip-çevirdik saçı kesilirken, hiç rahatsız olmadı, uykusunu bölmedi kuzum. Berberden çıkarken uyanıp etrafa şaşkın şaşkın bakması da görülmeye değerdi ;)

Nasıl olduysa fotoğraf makinasını yanıma almayı unutmuşum. Akşam saati telefonla çekildiği için bu kadar kötü fotoğraf. Ama daha iyisi var merak etmeyin...


İşte traşlı Yaman kafası!!

27 Kasım 2011

Matruşka Pijama


Geçen gün bahsettiğim kırmızı-beyaz-puantiye üçlüsü çok rahat bir pijama takımı haline gelip, gardrobuma yerleştiler bile. Kaç gündür fotoğraf için açık bir hava bekliyorlar. Baktım olmayacak, akşam flaşlı çekiverdim. 

Puantiyeli kumaş çok tiril tiril bir penye olduğu için elime alır almaz pijama yapmayı düşünmüştüm zaten. Alt kısmını Burda'nın eski sayılarından kalan bir kalıbımla diktim. Dümdüz boru paça bir eşofman altı kalıbıydı. Üst ise yeni aldığım bir body idi. Üzerime istediğim gibi oturmadığı için pek giyememiştim.


Aynı kumaştan kestiğim matruşkayı üzerine dikip, t-shirt kalemi ve kumaş boyasıyla yüzünü yaptım. T-shirt boyamada çok acemi olduğum için istediğim gibi olmadı. Daha ince uçlu t-shirt kalemleri almam gerekiyormuş, onu öğrendim. Matruşkanın kenarlarındaki koyu renk lekeler çizim kalemine ait. Henüz yıkamadığım için tam çıkmamış.

Üstü hazır olduğu için kolayca bitirdiğim, çok pratik bir takım oldu. Bir-iki takım daha yapmalıyım bundan.

23 Kasım 2011

Beni Bu Güzel Havalar Mahvetti


Kendi çocukluğumu düşününce oğlumun haline çok üzülüyorum içten içe. Ben annem-babam işe gidince kendimi sokağa atar, akşam onlarla girerdim eve. Her haftasonu köyde bağda-bahçede koşturmak da cabası. Ama maalesef, benim oğlum da şimdiki çocukların çoğu gibi dört duvar arasında büyüyor. Bunun en önemli sebebi İstanbul'da yaşıyor olmamız tabii. İşe uzak olmayı da göze alamadığımızdan merkezde oturduk senelerdir, bir gün Ege sahilinde küçük, güzel bir kente taşınabileceğimiz hayaliyle. 

Şimdi bu hayale çok yakın bir yerdeyiz. Bir aksilik olmazsa 3-4 ay içinde hayallerimize doğru yola çıkıyoruz. Henüz kesinleşmediği için detayları paylaşmıyorum ama merak etmeyin, kesinleşince hemen yazacağım. Zaten 1,5 ay sonra doğum iznim bitiyor ve işe başlıyorum yeniden. Eşimle işleri toparlayıp, hazırlıklar tamamlanınca gitmeyi düşünüyoruz. Hem balkonundan denizi izleyebileceğimiz, hem de oğlumuzun bahçesinde rahatça koşturabileceği sakin, huzurlu bir evde yaşayabilmek için. 


Her çocuk gibi tam bir sokak delisi olan oğlum böyle güzel havalara bayılıyor haliyle. Biz de giyinip çıkıyoruz ana-oğul. Eğer puseti yanımıza almamışsam yürüyüşümüz kısa süre sonra kucakta taşımayla sonlanıyor. Çünkü azıcık yorulunca yere oturuveriyor bizimki!

Fotoğraflar geçen haftadan, bizim sokaktaki yürüyüş yolundan. Hava bugün de güzel görünüyor. Öğle uykusundan sonra çıkabiliriz sanırım.

21 Kasım 2011

Hayvanlar Alemi


"Yine mi çerçeve?!" dediğinizi duyuyorum! Bu kez bizim eve değil ama. Bu çerçeveyi bir arkadaşımızın kızının odası için süsledim. Beyaz İKEA çerçevenin üzerine kırtasiyeden aldığım stickerları yapıştırdım. Sağlam olsunlar diye slikon da sürdüm.


Alt köşeye de kareli kartonla isimlik hazırladım. Nazar boncuğunu da koyup yerine yerleştirdim.



Güle güle kullan fıstığım. Hep gülen fotoğrafların doldursun içini :D

19 Kasım 2011

Kırmızı, Beyaz ve Puantiye


Uzun zamandır kendimi ihmal etmiştim. Oğluma dikmekten bana pek fırsat kalmıyor malum. Bu aralar kendime çalışıyorum. En sevdiğim renklerden ve desenlerden biriyle üstelik. Yakında bitmiş hali burada olacak...

17 Kasım 2011

Bebek Pijaması Yapımı - Tutorial


Bu tarz (bebek taytı da denilen) arkasında parça olan modeller çok rahat oluyor bebekler için. Hem sarkıp ayaklarına dolanmıyor, hem de bezle genişleyen poposu rahat ediyor. Oğlumun da bu modelden iki pijama takımı var Mothercare'den. Onlardan birinin altını kullandım kalıp olarak. Biraz daha dar biçilip, kız bebeklere tayt da yapılabilir.


Kalıbı çıkarmayı sevgili Keddy'nin bu yazısından öğrendim. Basitçe, pijamayı kalıp kağıdının üzerine koyup, dikiş yerlerinden iğneyle bastırarak geçiyoruz. 


Ben de pergel kullansam daha iyi olacaktı aslında, çünkü delikler küçük olduğu için zor görünüyor. Ama evde pergel yoktu. Sonra delikler boyunca çizerek kalıbı kağıda çıkarıyoruz. 


Elimizdeki kalıpları ikiye katlanmış bir penye kumaşın üzerine koyup biçiyoruz. Ben giymediğim bir t-shirt'ümü kullandım. İnce bir penyesi olduğu için yazın giyebileceği bir pijama oldu.


Ön ve arka parçalardan ikişer adet, popo parçasından bir adet biçilecek. 


T-shirt'ten geriye kalanlar; yaka ve kollar...


Parçaları birleştiriyoruz. Burada hangi parçanın hangisiyle birleştirileceğini ayrıntılı yazmadım ama dikişe yeni başlayanlar için, ellerindeki örnek parçaya bakarak dikmelerini önerebilirim.


Beline de ince, yumuşak bir lastik geçirdim. Modelin aslında olduğu gibi kalın bir lastik parçası kemer gibi de dikilebilir. 


Sıra geldi süslemeye... Bu sünger baskıları çok sevdiğimi biliyorsunuz. Burada
ve burada kullanmıştım. Bu kez kuş desenini seçtim. Evde stampa olmadığı için tekstil boyasını bulaşık süngerine döküp, baskıyı öyle yaptım.


Baskıyı rahat yapabilmek ve düzgün çıkmasını sağlamak için pijamayı bir klasöre giydirip, gerdim.


Son olarak da baskıyla desenleri yaptım. Tekstil boyalarını sabitlemek için kuruduktan sonra tersten ütülemek gerekiyor, unutmayın.


Buraya kadar yaptıklarım biraz uğraştırıcıydı evet, ama oğlumun fotoğrafını çekmek en zoruydu! Dün akşam evi o önde ben arkada koşarak turladık birkaç kez. Sağolsun oğlum her hareketliliği oyun sanıp koşmaya başlar hemen! Bu pozu yakalayana kadar kan-ter içinde kaldım valla.


Peki size oğlumun kendi kendine banyo yapabildiğini söylemiş miydim? Huzurlarınızda banyo kapısını açık yakalayan Yaman'ın büyük sevinci!!!

11 Kasım 2011

Taşlı Çerçeve


Evdeki eski çerçeveleri yenilemeye devam ediyorum. Bu seferki, son dönemde takıntılı olduğum beyaz renkte. Çerçevenin eski halinin de fotoları vardı ama silmişim yanlışlıkla. Ahşap renkli, düz bir çerçeve idi.


Su zımparası ile zımparalayıp beyaz akrilik boya ile boyadım. Astar kullanmadığım için (bir an önce almalıyım artık!), üç katta ancak kapandı. 


Vernikledikten sonra kenarlarına sticker taşlardan yapıştırdım. Bunları kırtasiyeden bulmuştum, burada var.

Daha önce yaptığım çerçeve yenileme çalışmalarım için de buraya ve buraya buyurun.

4 Kasım 2011

Mutfaktaki En Büyük Yardımcım


Ne zaman mutfağa ya da banyoya girsem, arkamdan kapıyı kapattığım için kedi gibi kapıda ağlar bizim ufaklık. Evde yalnızsam bazen onu da almak zorunda kalıyorum içeri. Sağolsun mutfakta epey yardım ediyor bana. Bu fotoğraf Yaman mutfağa girdikten 5 dk kadar sonra çekildi. Ve hala karıştırıp indirmediği bir dolap var mı diye araştırmada görüyorsunuz. Zaten minnacık, tıkış tıkış bir mutfağım var, o da gelince, işimi mi yapayım arkasını mı toplayayım şaşırıyorum! Yürümeye başlayınca tekrar kilo vermeye başladım zaten. Pek çok arkadaşım gibi Suzy'ciğim de uyarmıştı beni bu konuda. Neyse, sağlığı, keyfi yerinde olsun da, arkasından koşarım ben.

Bayram sonuna kadar yokum, kendinize iyi bakın. İyi bayramlar!

3 Kasım 2011

Sexy Mama


The Balm'ın Gratis'te satılmaya başladığını duyar duymaz evin ordaki Gratis'e atmıştım kendimi. Her ne kadar tüm standı eve götürmek istediysem de, en çok ihtiyacım olandan başladım almaya. Mağazadan tek ürünle çıkabildiğim için de kendimle gurur duydum ayrıca!


The Balm'ların ambalajları muhteşem malum. Pek çok ürünün boyutları da ufak olduğundan çantada taşımak için ideal. Benim aldığım parlamayı önleyen transparan pudra. 


Sadece ambalajları değil, kaliteleri de oldukça iyi. Standda pek çok ürün denedim ama sadece bu pudra hakkındaki fikirlerimi yazıcam. İki haftadan fazla süredir kullanıyorum bu ürünü. Gerçekten yüzde hiç belli olmuyor ve gün boyu parlamayı önlüyor. Hele de benim gibi karma cildiniz varsa, gün ortasında ayna gibi bir burunla gezmek zorunda kalabilirsiniz. Ben dışarı çıkarken sadece bir kez sürdüm ve akşama kadar burnumda, alnımda ve çenemde parlama yapmadı. Talk ve paraben içermemesi de ayrı bir güzellik tabii.

Hasılı, ben çok beğendim. Tüm standı yavaş yavaş eve taşıyacağım sanırım!

1 Kasım 2011

Hayatımın En Güzel Bir Yılı


Canım oğlum, Yaman'ım 1. yaşını doldurdu bugün. İnanılmaz hızlı geçen, hem çok zor hem de gerçek olamayacak kadar güzel günlerdi her biri. Hayatımın bu kadar değişeceğini, bu kadar güzelleşeceğini hayal bile edemezdim. Üstelik her günü daha keyifli, her günü sürprizlerle dolu. Geldiğin ve bizi gerçek bir aile yaptığın için teşekkür ederiz oğlum...


Kutlamayı önceden, pazar günü yaptık. Fotoğraflar o günden. 


Sabahtan evi güzelce süsledik.


Akşama doğru arkadaşlar ellerinde mamalarla gelmeye başladılar. Sağolsunlar bana pek bir iş kalmadı. Kurabiye ve kısır yaptım sadece. Herkes yemeklere yumulmadan hemen önce zor yakaladım bu kareyi!


Bu minik kuşları da misafirlerim için hazırladım.


Bu keyifli günümüzden ve Yaman'dan bir hatıra olsun diye.


Mumu ben üfledim ama pastayı kendi elleriyle kesti oğlum..


Gelen onca güzel hediyenin arasında en özeli bu oldu bence. Anneannesinden kargoyla geldi dün. Biraz daha büyüyünce kendi parasını biriktirmeye başlayacak oğlum inşallah. Bu hediye benim için de çocukluğuma ve anneannemle anılarıma doğru bir yolculuk oldu. Anneannemin üstüne dantel örtülmüş radyosu ve yanıbaşında duran kumbaram...

Nice uzun, sağlıklı, mutlu yıllara oğlum. Her günü için "iyi ki yaşamışım" diyeceğin bir ömrün olsun. Yüzün hep gülsün....