Çarşıdan Aldım Bir Tane Serisi - İlk Ürün

Madem bugün heryer bembeyaz, ben de işyerine varabilmiş şanslı (!) insanlardan biri olarak taslaklarımda bekleyen bir yazıyla ses vereyim dedim.

Bu etekleri çoğaltmak üzere almıştım hatırlarsınız. Nihayet bir tanesine elim değdi geçenlerde.

Sadece diz hizasından kestim ve etek ucunu kıvırıp diktim. Yepyeni ve çok rahat bir kot eteğim oldu böylece. Bu etek de üniformalarım arasına girdi çoktan.

 

Kazak: Mango, Kolye: Avon

Yenilenen Brezilya Fönü ve Şampuan Meselesi

Geçenlerde 3. kez brezilya fönü yaptırdım saçlarıma. Çok memnun olduğumu ve artık vazgeçemeyeceğimi yazıyorum her defasında. Sonrasında uygulamanın dayanıklı olması için özel bir şampuan öneriliyor. Yaptıranlar bilir, hem fiyatı 35 TL hem de saçları kazık gibi yapıyor bu şampuan. Şimdiye kadar bu tür bir ürün kullanmamıştım ama çalışmaya başlayınca daha uzun dayanması için şart oldu. 

İnternetten uzun uzun araştırdım. Sülfat ve paraben içermeyen pek çok marka var piyasada (Brezilya fönü sonrası özellikle sülfat içermeyen ürünler kullanmak gerekiyormuş). Sonunda kullananların olumlu yorumlarına güverek Down Under Naturals'in NUDE serisini aldım. Gratis'lerde satılıyor. İkisi 32 TL gibi birşeydi sanırım.

Yaklaşık 1,5 aydır kullanıyorum ve çok memnunum. Saçlarım daha uzun süre düz kaldı bu defa. Üstelik saçları oldukça yumuşak yapıyor. En önemlisi de şampuanın köpürüyor olması. Ben köpürmeyen şampuanlara bir türlü alışamadığım için pek çok organik ürünü kullanamıyorum maalesef. Hem şampuan dediğin köpürür arkadaş!

Bu arada yoğunluk hız kesmeden devam ediyor. Sizleri, blogumu ve dikiş dikmeyi çok özlüyorum gerçekten. Şubat sonu gibi rahatlamış olacağım. Yığınla proje var aklımda, bol bol dikişle geri döneceğim. 

Kendinize iyi bakın :))

Hobi Manyağı İnsan Kafası

Bakın bakalım bizim gibilerin kafası nasıl işliyormuş. Pinterest'te bulduğum bu resme çok güldüm, paylaşmak istedim. Her ne kadar bu kafada olamasam da bu aralar, yine de aklım hep dikiş-boya işlerinde. İflah olmam ben!

İkiye Bölünen Antigone

Bu aralar halimi özetleyen foto budur. İki değil on iki parçaya bölünmüş durumdayım. Daha da kötüsü en az iki ay böyleyim. Sonra da şehir değiştirme, taşınma telaşı başlıyor. Birşey üretemiyor, post yazamıyor ve hatta sizleri bile okuyamıyorum! Akşamları oğlumla oynamaya bile halim kalmıyor çoğu gün. Özetle, bu koşuşuturma bitene kadar benden hayır yok size. Ara ara ses vermeye çalışırım.