Her felaketin ardından, üzüntüm biraz hafifleyince düşünceler üşüşür aklıma hep. Bazen dalgın olurum bu yüzden, bazen de uykusuz. Yine böyleyim bu aralar. En çok iki şeyi düşünüp duruyorum. Biri, çok sevdiğim ülkemde kolayca ölmenin neden "kader" olduğu, hayatın neden bu kadar ucuz olduğu. Ama bu konudan bahsetmeyeceğim bugün. Sevgili Deniz çok güzel yazmış bu konuda, onu okuyun.
Başka bir derdim var benim. Her felaket sonrası toplum olarak azan histerimiz. Kime sorsanız "en çok "o üzülmüş, "en çok" o yardıma koşuyor. Diğerleri ise otomatikman "duyarsız" oluyor ve b.k atılacaklar kategorisine giriveriyor hemen. Semerinden boşanmış bir göstermecilik, bir "show must go on" halet-i ruhiyesi. Hayatımız rutininde iken devam eden yarışlar ölümler karşısında da aynı hırsla sürüyor. Hani bir elin verdiğinden diğerinin haberi olmayacaktı? Hani tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi olacaktık? Bizim kültürümüze ait öğretiler değil mi bunlar? Peki elin Japonu nereden biliyor o zaman? Yardım paralarını isimsiz, gizlice atıp kaçanlar insansa biz neyiz?
Dedim ya ölümler karşısında da değişmiyor davranışlarımız. Sürekli olarak başkalarına onlardan "daha güzel", "daha zeki", "daha yetenekli", "daha başarılı", "daha zengin" olduğumuzu kanıtlama derdindeyiz. Kendi değersizlik duygumuz, iç huzursuzluğumuz kabardıkça kendimizi temize çekme yolumuz bu bizim. Oysa kaybedileceği başından belli bir yarış... Hiç kimse herkesten iyi olamaz. Siz kendinizi bütün bu "daha" lara kaptırmış, mükemmellik peşinde koşarken, bir gün sizden fakir, çirkin, başarısız olduğunu düşündüğünüz birinin sizden çok daha mutlu olduğunu görüp sarsılabilirsiniz. Nasıl olur ki bu? Siz hayatınız boyunca birşeyleri elde etmek ve her konuda "en iyi" olmak için çabalayıp durdunuz, alelade biri nasıl bu kadar mutlu olabilir? Öldüğümüzde, ne kadar iyi bir kariyere sahip olduğumuz, ne kadar güzel olduğumuz ya da insanların ne kadar mükemmel olduğumuzu düşünmeleri kaybeder anlamını. Ne kadar mutlu, anlamlı ve başkalarına faydalı bir hayat yaşadığımız kalır geriye bu hesaptan. Nerden biliyorsun, kaç kere öldün? diyebilirsiniz. Ölüme yaklaşmış, ne zaman öleceğini bilen insanlara bakın. Onların hayatının, hayata bakışlarının nasıl değiştiğine. Ölüm herkesi eşitler çünkü...
İşte böyle zamanlarda döne döne bunları düşünürüm ben. Sonra hayat devam eder. Ama kaldığı yerden mi bilemem...
Sevgili Antigone ellerine yüreğine sağlık ne güzel dile getirdin duygularını.Bir kez daha hesaba çektim kendimi ...
YanıtlaSilSevgiler Sena
Çok ama çok beğendim yazını. Son günlerde sıklıkla aklımdan geçenleri birebir okudum yazında. Twitter'da linkini paylaşacağım izninle...
YanıtlaSilEllerine sağlık.
çok güzel yazı
YanıtlaSilelllerine saglık
Offfffff diyorum arkadasım Allah büyük ;(((
YanıtlaSilBaşka söze hacet bırakmadan öyle güzel yazmışsın ki ancak böyle zamanlarda bunları düşünecek bir erdeme sahip olduğun için tebrik edebilirim.
YanıtlaSilSevgiler.....
Kaldığı yerden değil bence, ben her acıyla daha bi büyüyorum. Başkalarının ise bu BENcilikten sıyrılmak için daha çoook büyümesi lazım... Artık (hele anne olunca) daha bi anlayışlıyım herkese. İsyan etmemek, sabır göstermeli, eğitmeli, öğretmeli, yazmalıyız; senin gibi!
YanıtlaSilHASMELYAS CRAFT: işe yaradığına sevindim :)
YanıtlaSilTannesi: demek aynı şeyler geçiyormuş aklımızdan. çok teşekkür ederim ;))
KOVA KADINIYIM BEN: teşekkürler :)
Kokosss kelebek: of ki ne of!!
emelden.blogspot.com: estağfurullah! beğenmene sevindim :)
suzy: güzel sözlerin için sağol arkadaşım. ama ben büyüme işini pek eğlenceli bulmadım doğrusu ;p
Benim de son zamanlarda içimden geçen, yazmak isteyip de yazmadığım, yazamadığım hislerime, düşüncelerime tercüman olmuş bu yazın canım, çok doğru söylemişsin, her yazdığına harfiyen katılıyorum. Yüreğine sağlık.
YanıtlaSilBende en çok buna üzüldüm. İçimizdeki insani duyguları mı aldık ne? Böyle bir felakette bile birlik olamadık. Yok teröristelermiş haketmişler. Yaardım gitmişte yinede bilinçli yok diyorlar mış. Hakediyorlar mış :) Kim acıyı ölümü hkeder ki? Herkez savaş halinde herkez herşeyi iyi biliyor. Gerçekten biliyor muyuz herşeyi :)
YanıtlaSilDemet: böyle şeyleri düşünmek de söylemek de çok sıkıntı veriyor gerçekten. sağol canım :)
YanıtlaSilsuhuba: haklısın canım. hele bunları düşünmek bile istemiyorum!
çok güzel bi yazı yazmışsın,yüreğine sağlık...
YanıtlaSilbeijaa vintage: çok teşekkür ederim..
YanıtlaSil